21 Kasım 2025

Görünenin Ötesini Araştıran Belgeseller, Altın Portakal’daydı

Ermeni bir demirci ustası, yüz yıllar ötesinden meçhul bir ressam ve ismi, kitap kapaklarının ardında duran bir tasarımcı; Altın Portakal yarışındaki belgeseller, bu isimleri seyirciyle buluşturdu.

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Belgesel Yarışma filmleriyle çok kıymetli değerleri, kitlelere tanıtmaya devam ediyor. Festivalde bugün; Mardinli Ermeni demir ustası Yervant Demirci’nin hayatını anlatan “Yerli Yurtsuz”, kimliğine dair hâlâ bilgi bulunmayan gizemli sanatçı Mehmed Siyah Kalem hakkındaki “Üstad Mehmed Siyah Kalem” ve grafik tasarımcı Birol Bayram’ı ele alan “Kitabın Rüyası” belgeselleri seyirci karşısındaydı.

Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’ndaki gösterimlerin ardından ilk olarak “Yerli Yurtsuz”un yönetmeni Rıza Oylum, yapımcısı Murat Yıldırım ve kurgucusu Ali Moslemi soruları cevapladı.

Yönetmen Rıza Oylum, Yervant Demirci ile tanışıp samimi olduktan sonra belgeseli yapmaya karar verdiğini söylerken sürecin arka planını şöyle anlattı: “10 yılı aşkın süredir sinema üstüne yazılar yazıyorum. Kameradan çekilen görüntüleri yazıya dökmek dışında kendim de kamera ile üretim yapmak istedim. Benim genel çalışma disiplinim; ötekiler, azınlıklar üzerine. Türkiye içindeki azınlıkların yanında farklı ülkelerdeki hakim inancın, hakim yapının dışında kalanlar… O yüzden buradaki açmazların, çatışmaların görsel dile geçmesi gerektiğini düşündüm”

Belgeseldeki ‘yurtsuzluk’ kavramını nasıl tanımladığının sorulması üzerine Oylum, “Genel olarak aidiyet probleminden bahsettim. Yervant usta, kendine mekândan ziyade köklü bir bağ arıyor” diye konuştu. Yervant Demirci’nin hayat hikâyesini, ‘insan hikâyesi’ olarak ele aldıklarını belirten Oylum, belgeselle ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Benim için filmi anlatan tek cümle; ‘ağaca baksaydın ağacın yaprağını, meyvesini yerdin. Ama ağacı kestin’. Ayrıca kendim ile ilgili yeni şeyler deneyimlediğim bir yolculuktu. Sadece belgesel yapmadım; kendimi de dönüştürüp yeni şeyler öğrendim”

Türk resminin belki de en özgün ve en gizemli figürü Mehmed Siyah Kalem’in peşine düşen “Üstad Mehmed Siyah Kalem” belgeseli de bugün seyirci karşısındaydı. Gösterimin ardından yönetmen Selin Aktaş ve besteci Mehmet Can Özer, soruları cevapladı.

Prof. Evren Karayel Gökkaya’nın, “Orta Çağ’ın Grotesk Dünyası ve Mehmed Siyah Kalem’in Demonları” makalesi sayesinde Siyah Kalem’den haberdar olduğunu belirten yönetmen; “Bunun üzerine Siyah Kalem’le ilgili neler var, diye bir araştırmaya giriştiğimde Mehmet beyin ‘Siyah Kalem Dansı’ albümünü gördüm. Böylece yollarımız kesişti” diyerek belgeselin hayata geçme sürecini özetledi.

Mehmet Can Özer ise Siyah Kalem’in çalışmalarından hareketle müzik yapmayı; “Bildiğimiz tınıların, enstrümanların, notaların, nota kullanımının dışına çıkarak bu dünyayı tasvir etmeye çalıştım. Çalgılarla ya da kendi geliştirdiğim yazılımlarla sesleri başkalaştırıp onlardan başka şeyler üretmeye çalıştım” sözleriyle tarif etti.

Mehmed Siyah Kalem’in, tamamen gizemde kalan kimliği de soruldu söyleşide. Meçhul sanatçının isminin gerçek mi yoksa başka birisi tarafından mı verildiği sorusunu, Özer; şöyle cevapladı: “Belgeselde de söylendiği gibi çok net bir isimlendirme yok. Bu çizimlerin hepsi Mazhar İpşiroğlu tarafından Fatih albümünü ararken bulunuyor. Ve onların üzeri, ‘Kâr-ı Üstad Muhammed Siyah Kalem’ diye imzalanmış; ama kimin imzaladığı bilinmiyor. En geriye gidebildiğimiz tarih, 1920’ler; ondan öncesi yok. Benim 2004’te ilk gördüğüm imza şuydu: Ben Mehmet Siyah Kalem; cinlerin ve insanların efendisi. Bu çok iddialı ve çizdiği şeyler de ona keza! Ben aslında şundan şüphelenmiştim; acaba bu son dönemde mi yapıldı yani 1940’larda 60’larda? Fakat karbon testleri yapılıp bunların birkaç yüzyıl öncesine gittiği netleşmiş durumda”

“Kitabın Rüyası”, grafik tasarımcı Birol Bayram’ı; Zeynep Atakan, Ahmet Ümit, Yekta Kopan, Gürbüz Doğan Ekşioğlu gibi özel isimlerin de anlatımıyla beyazperdeye taşıyor. Belgeselin yönetmeni Aslı Atasoy, görüntü yönetmeni Hakan Kasırga, belgeselin katılımcılarından akademiyen- küratör Sevengül Sönmez ve belgeselin odak ismi Birol Bayram, gösterim sonrası seyircilerden gelen soruları cevapladı.

Gazeteci- yönetmen Aslı Atasoy; hazırladığı bir haber dosyası vesilesiyle Birol Bayram ile tanıştıktan sonra kitap kapağı tasarımlarından haberdar olduğunu ve bunun üzerine belgesel fikrinin geliştiğini belirtti. Birol Bayram ise belgesel çalışmasını “Harika bir deneyim” diye niteledi ve ekledi: “İlk defa bu kadar çok Birol Bayram dendiğini duyuyorum!” Belgeselde görüşlerine başvurulanlardan Sevengül Sönmez de “Hem öncesinde hem belgesel sürecinde farklı dönemlerden pek çok farklı kitap kapağını da tekrar gözden geçirdik. Çok ufuk açıcıydı. Kitap kapaklarının en iyi örnekleriyle karşılaşmak, belgeselden en önemli kazançlarımızdan biri oldu” şeklinde konuştu.

Vinkmag ad

Read Previous

Altın Portakal’dan 29 Ekim’e Özel Galalar

Read Next

Altın Portakal Yarışındaki “Kanto” ve “Erken Kış” Seyirciyle Buluştu

Most Popular