6 Temmuz 2024

Akis Filmi Röportajı

Gizem, korku, drama… İşte huzurlarınızda AKİS nam-ı diğer Reflection!

Yönetmen İlker Savaşkurt ve başrol oyuncularından Ali Süreyya Tuncer ile Akis filmini konuştuk.

Gizem korku ve drama! Hepsi yerli bir yapımda üstelik dili nerdeyse komple İngilizce. İşte huzurlarınızda AKİS namı diğer Reflection!

Aynaya baktığında gördüğün aksinden memnun musun yoksa herkese farklı bir yüzünü mü gösteriyorsun? Peki aynaya bakmadan da kendi içine gömdüğün travmaları dışarıya çıkartacak ve günahlarını ortaya dökebileceğin bir yabancı otelde odana girerse bütün sırlarını paylaşır mıydın?.. Kendi karanlığınla yüzleşmek ne kadar kolay?

Dünya prömiyerini yaptığı 16. Harlem Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yabancı Film Ödülünü alan yönetmen İlker Savaşkurt’un Akis filmi, 23 Eylül 2022’de sinemalarda vizyona girdi. Selçuk Yöntem, Tarık “Taro” Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, Elit Andaç Çam, İbrahim Aköz gibi önemli isimlerin rol aldığı “Reflection” (Akis), İngilizce olarak çekilen bir Türk filmi olma özelliği taşırken, Mehmet Kala imzalı sıra dışı senaryosu ve hikâye kurgusuyla ön plana çıkıyor.

Film, İstanbul’un turistik açıdan popüler bir noktasında yer alan otelde bir araya gelen farklı milletlerden insanların yalanlar, yüzleşmeler ve yedi ölümcül günah üzerinden birleşen hikâyelerini anlatıyor. Açılış sahnesinde resepsiyon görevlisi Ashu (Ali Süreyya Tuncer) karakteri ile birlikte otele konaklamaya gelecek özel konuklar için son hazırlıklar yapılırken, bizleri bekleyen son derece tekinsiz ve fantastik bir hikayenin ipuçlarını anlamaya başlıyoruz.

Birbirinden tamamen farklı karakterde olan konuklar, otele yavaş yavaş giriş yapmaya başladıklarında, mutlu bir aile tablosu çizen Mary, Steve ve kızlarıyla beraber, zihinsel engelli bir adam olan Sisto ve kız arkadaşı Domino, gezgin üniversite öğrencileri Peso ve Sandra’dan sonra karizmatik ve karanlık tavırlı Raven ve sevgilisi Shadow ile tanışıyoruz. Ancak hem Ashu’nun hem de en son otele giriş yapan bilge görünümlü bir adam olan Aziz Sodom’un otelde konaklamaya başlayan misafirlerle ilgili gerçek planları ortaya çıkmaya başladıkça, AKİS filmi gerilim dozunu artırır ve sırlar gün yüzüne çıkar.

Yönetmen İlker Savaşkurt’un uluslararası ödüllü ikinci uzun metraj filmi “Akis” (Reflection) Türkiye’de ilk kez 28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde gösterilerek seyirciyle buluşmuştu. Biz de kendisiyle filmin İstanbul’daki özel basın gösteriminde bir araya geldik ve bidolusinema.com.tr için kısa bir röportaj yaptık.

İlker Bey, ödüllü bir film Reflection sinemaseverlere neleri vaat ediyor?

İyi şeyler vaat ediyor mu bilmiyorum ama kısaca korku, tedirginlik, fantezi ve gerilim vadediyor diyebilirim.

-Bir çok normu bir potada eritmişsiniz ve işin enteresan kısmı bazı Türkçe diyalogları da saymazsak filmin tamamı neredeyse İngilizce. Bu durum bizlerde bir nevi bir Hollywood yapımı ile karşı karşıya geldik hissiyatını uyandırdı. Peki Mehmet Kala’nın bir tiyatro oyunu olarak yazdığı bu hikayeyi beyazperdeye nasıl uyarlamak istediniz?

İstanbul’daki turist popülasyonu da hep fazla olduğundan ve burası da bir otel olduğu için İngilizceyi tercih ettim. Mehmet Kala’nın yazdığı ana metin çok Türkiye’den değil gibiydi. O yüzden karakterleri de yabancıya çevirip ama Türkçe konuşan oyunculara oynatıp böyle bir deneme yapmak istedik.

Yönetmen İlker Savaşkurt , senarist Mehmet Kala ve Bidolusinema.com ‘dan Aslıhan Saraçoğlu

Filminiz Harlem Uluslararası Film Festivalinde de en iyi yabancı film ödülünü kazandı. Daha filminizin festival yolculuğu sürecek mi diye merak ediyorum?

Şöyle; biz Harlem’den sonra Bulgaristan’a gittik sonra Adana’ya gidip prömiyerimizi yaptık. Bu süreç biraz daha devam edebilirdi ama pandemi öncesi filmi çektiğimiz için bu biraz benim üzerimde bir yük gibi kalmaya başladı. Daha doğrusu ben öyle hissediyordum çünkü kurgusuyla da post prodüksiyonunuyla da ben ilgileniyordum. Ve artık bunu çıkartıp vizyona koymak istedik. Belki biraz da acele ettik.

-Son hali ile filminizden gerçekten çok memnunsunuzdur eminim. Bu sizin aynı zamanda ikinci uzun metrajlı yapımınız. İlk filminiz Damat Koğuşunu da sayarsak burada böyle koğuşvari bir hikaye var. Aslında yetimhane sahnelerindeki dokunuşlar dikkat çekiciydi…

Aynen öyle. Bu zaten sonraki yapımlarda da başımıza gelecek mi bilmiyorum ama ben okul, hapishane, otel gibi tek ve kapalı yapıları çok seviyorum. Galiba hapishanenin yakınlarında büyüdüğüm için olabilir. Çocukluğumda iki sokak ötede bir hapishane vardı. Onun içindeki insanlarla, hikayeleri beni her zaman çok cezbetmiştir. Bunlar benim hoşuma gidiyor. Ve benim hoşuma giden şeyleri sinemada yapmaya devam etmek istiyorum.

-Peki dili İngilizce olarak ön plana çıkan bu projeyi yaparken oyuncuları bir araya getirip bu başarılı kadroyu toparlayarak uluslararası sinema platformunda yerli isimlerimize de özel bir yer vermiş oluyorsunuz. Bu açıdan evrensel bir proje ve Türkiye’de de daha önce çok örneği görülmemiş diyebiliriz. Bu yüzden bu konuda kendinize bir misyon edinmiş hissediyor musunuz acaba?

Açıkçası böyle projeler yaptığımız zaman bağımsız sinema adına bu denemelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Bizden sonra gelecek olan yeni sinemacılar ve yeni arkadaşlar için belki bu film onlara motivasyon verir. Evet bak bunu da denemişler bunu da yapmışlar korkmadan bunu da denemişler gibi biz buradan ilerleyelim demeleri önemli.. Çünkü denemekten vazgeçmemeleri lazım. Belli normlarda belli denklemlerde kalmaktansa deneme yapmak önemli diye düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında filmim bir misyonu üstleniyor diyebilirim.

-Peki Akis filminin çekimleri ne kadar sürdü?

10 gün sürdü.

-Bu on günlük süre zarfında sette yaşadığınız enteresan bir olay oldu mu?

Aslında her gün enteresandı 🙂 Sadece bu Fransız La Paix Hastanesine çekimler için gitmiştik. Taro Emir Tekin’in oynadığı Raven karakterinin yetimhane de geçen çocukluk sahneleri için hastaneye gittiğimizde çekim yapacağımız bölümde gerçekten yatan hastaları göreceğimizi bilmiyordum. Orada biraz fazla etkilendim. Hastalar orada yatarken biz burada ne yapıyoruz ne oynuyoruz diye kötü olmuştum.

-Peki 3. bir proje Film veya belgesel olarak geliyor mu?

Evet, 2-3 Tane yeni projeyle uğraşıyoruz.

Oyuncu Ali Süreyya Tuncer ve Bidolusinema’dan Aslıhan Saraçoğlu

Şimdi de Akis filminin Ashu Karakterini canlandıran Ali Süreyya Tuncer’e sorularımız var.

-Ali bey canlandırdığınız rol ile ilgili bizlere neler anlatabilirsiniz? Rolde Sizi yakalayan ne oldu ya da karakteri canlandırırken çok zorlandım dediğiniz bir sahne var mıydı?

Şöyle, sadece bir Resepsiyon görevlisinden öte Ashu’nun temsil ettiği şey aslında insanın sırtını dayadığı bir kurallar bütününün bir uygulayıcısı olarak yansıması.. Bunu devlet olarak da düşünebilirsiniz. Ailede kural koyan baba gibi de düşünebilirsiniz. Veya kendi egonuzun da size koyduğu kurallar olarak da düşünebilirsiniz. Birden fazla boyutu var. Ve ister kendinize koyduğunuz kurallar ister devleti veya babanızın ya da annenizin koyduğu kurallar Adaleti sistemini temsil etmek için yapılıyor. Ama bu sistem hata yapıp kusurlu da çalışabilir. Bütün bunların karışımı bir bakış açısıyla karaktere yaklaştım ve canlandırmaya çalıştım.

-Biz filmi seyrederken açıkçası bayağı bir gerildik o yüzden merak ediyorum filmin çekimleri sizin için zorlayıcı bir deneyim oldu mu yoksa birlikte çalıştığınız oyuncu arkadaşlarınızla beraber set ortamı gayet keyifli miydi?

Aslında ben filmin kadrosuna son dakika dahil oldum. Bu bakımdan karaktere hazırlanmak için çok fazla bir zamanım yoktu. Ama o sırada uygun bir dönemdi benim için ve sabahtan akşama gece gündüz çalışarak karakteri anlamak için çalıştım. Tabii ki senaristimiz Mehmet Kala’nın da çok büyük katkısı var. Direkt senaristle görüşüp onun görüşlerinden yola çıkıp desteği ve aydınlatmasıyla da karakteri yorumlamak işlerimi daha kolaylaştırdı.

Bundan sonra yer alacağız yeni projeler var mı ve aynı zamanda bu filmle ilgili beklentileriniz nedir?

Tabii ki beklentilerimiz var ama neyin olup olmayacağını bizlere zaman gösterecek.

Çok yakında dijital platformlarda da yerini alacak Akis filminin Yönetmeni İlker Savaşkurt ve oyuncusu Ali Süreyya Tuncer’e vermiş olduğu bilgiler için Bidolusinema ailesi olarak çok teşekkür ediyoruz. Ve yeni projelerini merakla bekliyoruz.

Röportaj: Aslıhan Saraçoğlu
Fotoğraflar: Yüksel Alemdar

Vinkmag ad

Read Previous

“Dert Etme Sevgilim” Musa Öztep Yazdı

Read Next

“Vesper” Aslıhan Saraçoğlu Yazdı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Most Popular