19 Kasım 2025

Anadolu Kısaları Forum Proje Koordinatörü Esra Daldal ile konuştuk.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla ve Anadolu Kültür, Sanat ve Sinema Derneği tarafından hayata geçirilen Türkiye’nin yükselen kısa film projelerini bir araya getirmeyi hedefleyen “Anadolu Kısaları Forum”, bu yıl ilk kez 24-28 Ekim 2025 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Biz de bu buluşma öncesi Proje Koordinatörü Esra Daldal ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

  • Anadolu Kısaları Forum, kısa film dünyasına yeni bir soluk getiriyor gibi görünüyor. Bu fikrin ilk tohumları nasıl atıldı, proje hangi ihtiyaçtan doğdu?

Anadolu Kısaları’nın çıkış noktası, kısa filmin yalnızca bir “ara form” değil, kendi estetik ve düşünsel gücüyle bir ifade alanı olduğuna dair inançtı. Türkiye’nin dört bir yanında çok güçlü hikâyeler anlatmak isteyen genç sinemacılar var; fakat bu hikâyelerin ulusal ve uluslararası dolaşıma girmesi için yapısal destek mekanizmaları oldukça sınırlı. Bu proje, işte o eksik halkayı tamamlamak; kısa film üreticilerini hem endüstriyel hem de düşünsel anlamda güçlendirmek amacıyla doğdu.

  • Türkiye’de kısa film üretimi genellikle “bağımsız bir mücadele” olarak görülüyor. Bu forum, o yalnız çabanın neresinde duruyor sizce?

    Biz Anadolu Kısaları’nı, bu yalnız çabayı ortak bir çatı altında buluşturmak olarak tanımlıyoruz. Çünkü “bağımsız” olmak, “yalnız” olmak zorunda değil. Forum, benzer yollardan geçen yönetmenlerin, yapımcıların ve senaristlerin deneyimlerini paylaşabilecekleri; birbirini besleyen, dayanışmacı bir alan kuruyor. Burada amaç yalnızca projeleri geliştirmek değil, bir topluluk inşa etmek.
  • Bonnie Williams ve Belkıs Bayrak gibi isimlerin foruma dahil olması, projeyi uluslararası bir standarda taşıyor. Bu seçimlerde nasıl bir vizyon gözetildi?

Kısa filmin dili evrenseldir ama anlatısı yerelden beslenir. Biz bu iki dinamiği bir araya getiren bir vizyon kurmak istedik. Bonnie Williams, uluslararası pitch forumlarında genç yönetmenlere ifade ve sunum becerileri kazandıran çok önemli bir isim; Belkıs Bayrak ise Türkiye’de güçlü hikâye anlatımının temsilcilerinden biri. Bu iki eğitmenin birlikte varlığı, hem yerel bir derinlik hem de küresel bir bakış açısı kazandırıyor.

  • Williams’ın sunum ve ifade becerilerine odaklanan oturumu, Türkiye’deki genç yönetmenlerin en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan biri olabilir. Sizce yerel yaratıcıların “kendini anlatma biçiminde” hangi noktaları geliştirmesi gerekiyor?

Türkiye’deki yönetmenlerin çok güçlü sezgileri var; hikâyelerini içtenlikle kuruyorlar. Ancak bazen o hikâyeyi uluslararası arenada aktarırken “kültürel bağlamı açıklama” ya da “proje kimliğini stratejik biçimde ifade etme” kısmı eksik kalabiliyor. Bonnie’nin eğitimi bu boşluğu dolduruyor. Kendini anlatmak yalnızca sözcüklerle değil, vizyonla da ilgilidir. Yönetmenlerin kendi dünyalarını temsil ederken o özgün sesi profesyonel bir dile çevirmeleri gerekiyor.

  • Belkıs Bayrak’ın “senaryo doktorluğu” yaklaşımında öne çıkan güçlü hikâye inşası, kısa filmciler için nasıl bir dönüşüm sağlayabilir?

Kısa filmde bir hikâyeyi sınırlı bir zaman içinde etkili biçimde anlatmak, bir tür yoğunluk sanatıdır. Belkıs Bayrak, katılımcılara hikâyeyi yalnızca “ne anlatıyoruz” değil, “neden anlatıyoruz” perspektifinden kurmayı öğretiyor. Bu bakış açısı, kısa filmleri yalnızca teknik olarak değil, duygusal ve düşünsel olarak da daha derin bir noktaya taşıyabilir.

  • Forumun amacı yalnızca projeleri değil, genç yönetmenlerin vizyonunu da beslemek. Katılımcılarda en çok görmek istediğiniz değişim nedir?

Biz katılımcıların sadece film yapmakla kalmayıp, kendi sinemasal dillerine ve toplumsal rollerine dair daha net bir farkındalık kazanmalarını istiyoruz. Forum sonunda bir yönetmen “Benim hikâyem bu, çünkü bu coğrafyada bu sesi duyurmak istiyorum.” diyebiliyorsa, asıl dönüşüm orada gerçekleşmiş demektir.

  • Türkiye’de kısa film üreticilerinin sürdürülebilir bir kariyer inşa etmesi hâlâ zor. Anadolu Kısaları bu döngüyü kırmak için nasıl bir model öneriyor?

Forum, yalnızca tek seferlik bir etkinlik değil; sürekliliği olan bir ağ oluşturmayı hedefliyor. Katılımcıların endüstri profesyonelleriyle tanıştığı, iş birliği fırsatları yakaladığı, hatta sonraki projelerinde yeniden buluşabildikleri bir sistem kuruyoruz. Ayrıca uluslararası pitch forumlarıyla benzer formatta ilerleyerek, genç yönetmenlerin bu alanlara hazırlıklı hale gelmesini sağlıyoruz. Bu, sürdürülebilir bir film kariyerinin ilk adımı.

  • Anadolu Kısaları gibi platformlar yalnızca sinemayı değil, bir dayanışma kültürünü de inşa ediyor. Son olarak, bu kültürün geleceğine dair bizlerle neler paylaşmak istersiniz?

Dayanışma kültürü, bu coğrafyanın en güçlü değerlerinden biri. Biz Anadolu Kısaları’nda bunu yeniden hatırlatmak istiyoruz: Birinin başarısı diğerinin yolunu açar. Kısa filmciler birbirine alan açtıkça, paylaşım ve güven ortamı güçlendikçe, Türkiye’de sinemanın geleceği de daha üretken ve kapsayıcı hale gelecek. Biz bu geleceği birlikte kurabileceğimize inanıyoruz.

Vinkmag ad

Read Previous

Film-San 50.Ylında, Sinema Ve Dizi Sektörünün En İyilerini Seçiyor

Read Next

Ulvi Kahyaoğlu, Osman Sonant, Taner Birsel ve Ercan Kesal Sahte 9’da Bir Arada

Most Popular