19 Kasım 2025

Boğaziçi Film Festivali Merhaba Dedi

13. Boğaziçi Film Festivali’nden Filistin’e bir sinema yolu uzanıyor: Açılışını, usta oyuncu Liam Cunningham’ın da rol aldığı “Filistin 36” filmiyle yapan festival; Filistin’e desteğini, beş filmden oluşan özel bir seçkiyle gösterecek.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından gerçekleştirilen 13. Boğaziçi Film Festivali, bu akşam Atlas Sineması’ndaki törenle sinemaseverlere merhaba dedi. Sunuculuğunu Merve Aydın’ın üstlendiği gecenin başrolünde ise Filistin’in Oscar adayı, “Filistin 36” filminin ekibi vardı.

Gecede konukları selamlayan, Festival Başkanı Ogün Şanlıer; “Sinemanın; insanların birbirini anlayabilmesi, birbirlerinin acılarına ortak olabilmesi için bir araç olduğuna inanıyoruz. Bu inançla Filistin’de yaşanan büyük acıya sessiz kalamazdık” sözleriyle ilk olarak film ekibini tebrik etti. Şanlıer, festival adına da müjde verdi: “Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirdiğimiz Bosphorus Film Lab destek platformu vardı; bunu, TRT ile birlikte yürütüyorduk. Bir süredir yapılamadı, hep ne zaman yapılacağı soruluyordu. TRT şimdi tekrar aramızda; inşallah gelecek yıldan itibaren tekrar hayata geçireceğiz. Senaryodan yapıma, kurgudan dağıtıma pek çok destek vardı Bosphorus Film Lab’da; umarım yeniden sinemaya katkı sağlayabileceğiz”

Törene katılan, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu da “13’üncü yılında duyarlılıklarından dolayı bu güzel ekibe teşekkür ediyorum. Boğaziçi Film Festivali, sinema takviminde kendine güçlü bir yer edindi. Festival, yalnızca iyi filmleri değil; iyi bir vicdanı temsil etmesi açısından da, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan acılara karşı umuda direnişi ve insanlığa dair hakikatin duyarlılığını ortaya koyuyor” diye konuştu.

Festivalin açılış filmi; Filistinli sanatçı Annemarie Jacir’in, yönetmenliğini üstlendiği ve kadrosunda Liam Cunningham, Jeremy Irons ve Hiam Abbas gibi güçlü isimlerin yer aldığı “Filistin 36”ydı. “Sinemayı bir tanıklık dili olarak görüyoruz ve bu akşam, o tanıklığın en güçlü örneklerinden biriyle festivali açıyoruz” diyen, Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Enes Erbay, film ekibini sahneye davet etti. Yönetmen Annemarie Jacir, yapımcılar Cat Villiers ve Ossama Bawardi ile oyuncular Liam Cunningham ve Saleh Bakri, Erbay’ın sorularını cevapladı. Yönetmen Annemarie Jacir, “Bu filmi, tarihimizin en karanlık ânında yaptık. TRT’nin desteğiyle çekimler yapılabildi. Yoğun bir acı ve öfkeyle yaptık filmi; ama elbette sevgiyle. Son iki yılda Filistinliler olarak hiç olmadığımız kadar yalnız hissettik. Ama değerli dostlarımız da vardı; burada gördüğümüz gibi. Bize devam edebilme gücü veren de buydu” dedi.

Cat, film için kendisini aradığında hiç ikiletmeden kabul ettiğini anlatan usta oyuncu Liam Cunningham; yönetmenle aralarındaki diyaloğu da şöyle paylaştı: “Bana filmden bahsetti; tamam, dedim. Ama küçük bir rolün var, dedi; tamam, dedim. Anlatmaya devam etti. Sonunda ‘Tamam diyorum işte tamam, uzatma’ dedim” Aynı zamanda aktivist olarak Sumud Filosu’na da katılan oyuncu, Filistin meselesine bakışını ise şu sözlerle özetledi: “Aslında Filistin’in yaşadığı, İrlanda’nın hikâyesinin bir replikası. Filistinliler’e zulmedenler de İrlandalılar’a zulmedenler de İngilizler’di. Kesinlikle aynı insanlardı; İrlanda’dan sonra Filistinliler’e de aynısını yapmak için oraya gittiler! Dolayısıyla hem benim için hem de ülkemde yaşayan herkes için Filistinliler’in kendilerini yönetim hakkını desteklemek, ahlakî bir sorumluluktur” 

Filmin yapımcılarından Cat Villiers ise tam karşı taraftan ancak aynı ahlakî düzlemden bir değerlendirmede bulundu: “Ben İngiliz’im, ailem İngiliz. 1066’da William’la gelen bir aileden bahsediyorum! Kolonileşmenin kanı, ailemin ellerinde; bu hikâyeyi biz anlatmazsak kim anlatacak? Bu hikâyenin bize bakan tarafı da anlatılmalı. Zor olabilir ama önemli olan; bu hikâyeleri anlatabilme ayrıcalığına sahip insanlar olmamız”

Gazze işgalinden bir hafta önce Filistin’de çekimlere başlamak için hazır olduklarını ancak işgalle birlikte tüm planların değişmek zorunda kaldığını belirten, filmin yapımcılarından Ossama Bawardi ise “Başka ülkeye taşınıp sıfırdan başlamak zorunda kaldık. Hem duygusal hem finansal olarak büyük bir kayıptı. Ama bu şartlar altında dahi bize nefes aldıran, devam etmemizi sağlayan da yine Gazze’ydi. Gücümüzü Gazze’den aldık. Aslında tarihi güçlüler yazar ama sinemacılar olarak biz de tarih yazıyoruz ve bu, artık sonsuza dek var olacak bir eser” diye konuştu. 

Filmde canlandırdığı rol hakkında konuşan, oyuncu Saleh Bakri de Bawardi’nin görüşlerine katılıyordu: “Baskı altındayken en doğal tavır, savaşmaktır. Çünkü savaşmazsanız hastalanır ve ölürsünüz. Ama ben bir bakıma ayrıcalıklı ve şanslıyım; çünkü bir aktörüm. Kullandığım silah kimseyi öldürmez, kan dökmem; ama attığım kurşunlar sonsuza kadar orada kalacak”

Açılış filmiyle sona eren gecede; Ulusal Kısa Kurmaca, Ulusal Belgesel, Uluslararası Uzun Metraj ve Ulusal Uzun Metraj yarışma filmleri, Özel Gösterim başlığı altındaki “Bedri Rahmi Eyüboğlu: Toprağın Sırrına Erenler”, “Sisler Bulvarı’ndan Geçtim: Biket İlhan” ve “Tuvaldeki Sır” belgeselleri ile beş filmlik “Filistin Özel Seçkisi”nden oluşan festival programı da davetlilere tanıtıldı.

14 Kasım’a kadar Atlas Sineması, Cinema Pink ve AKM Yeşilçam Sineması’nda sürecek gösterimlerin yanı sıra festival kapsamında özel etkinlikler de gerçekleştirilecek. Bunlar; “Filistin 36” filminin oyuncu Saleh Bakri’nin “Saleh Bakri ile Var Olma Sanatı” başlıklı oyunculuk Masterclass’ı, Hintli yönetmen Anupam Barve’nin yönetmenlik atölyesi ve “Bosphorus Talks: Türkiye’den Dünyaya Sinemanın Uluslararası Yolculuğu” paneli.  

Vinkmag ad

Read Previous

İstanbul Modern’de “Genç Salı” buluşmalarında Uğurcan Ataoğlu

Read Next

Yepyeni Orijinal Yapımlar ve Sevilen Dizilerin Yeni Sezonları Kasımda tabii’de

Most Popular