Altın Portakal ödüllü Ali Adnan Özgür’ün yönetmenliğini üstlendiği Dünya Varmış filminin senaryosunu Sarp Bozkurt hem kaleme aldı hem de Engin Altan Düzyatan ve Melisa Şenolsun ile kamera önünde yer aldı.
Bidolusinema’dan Aslıhan Saraçoğlu kendisine senaryo ve çekim sürecini, filmdeki favori repliklerini ve sevdiği post-apokaliptik film veya dizileri sordu. Bizlere en doğal ve detaylı bir şekilde yaşadığı deneyimi anlattı.
Aslıhan Saraçoğlu- Herkese tekrar merhaba! Yönetmenliğini Altın Portakal ödüllü Ali Adnan Özgür’ün üstlendiği post-apokaliptik diyebileceğimiz bir film DÜNYA VARMIŞ’ın Bodrum’daki çekimlerine konuk olduk. Ve şu anda yanımızda film ekibinden Sarp Bozkurt var. Film ekibi diyorum ama parantez açmam lazım hem oyuncu hem senarist olarak bu projedesiniz.
Sarp Bozkurt- Evet doğru aynen öyle benim içinde bir ilk ! İlk film senaryom o yüzden büyük bir heyecan vardı içimde stresle birlikte tabii ki… Stresli oluyor çünkü sonuç olarak bir şey yapıyorsunuz bir şey yazıyorsunuz o yazdığınız şeyler burada insanların başkalarının ağzından çıkıyor. Aynı zamanda oyuncu olmakta işte hem geliyorsun burada komiklik yapman gerekiyor sonra da oyunculuk işin bittiğinde gidiyorsun. Odada senaryo yazmaya çekiliyorum çünkü halen revizeler oluyor. Hatta birazdan gidip yarın için bir sahne yazmam lazım.
A. S – O zaman 24 saat işiniz bitmiyor gibi? Ben de tam çekimler nasıl geçiyor diye soracaktım ama şu anda bunun cevabını da almış olduk.
S. P – Evet, böyle geçiyor benim için 🙂
A.S- Film bittiğinde sinemaseverler nasıl bir film seyredecekler?
S.P – Hmmm… Kara komedi diyebiliriz macera diyebiliriz yani yerinde durmayan bir şey! Gizemli bir şeyler olacağını anlayacaklar. Filmde daha ilk dakikadan garip bir ortamın içerisinde olduğumuzu anlıyoruz ama ne olduğu ve gizemin çözülmesi filmin sonunu bulabilir. Yani zaten garip bir konu olduğu için her şeyi de ona uygun yapmaya çalıştık. Normalde biz burayı röportaj için çekerken şu an gördüğünüz gibi olmuyor. Set ortamında çok değişiklikler oluyor. Yani garip bir şeyin içinde olduklarını anlayacaklar ve gülecekler çabamız bu yönde! Güleceklerine inanıyoruz. Heyecanlı bir şey izleyecekler yani 1,5 saat boyunca ne oluyor burada diyecekleri bir hikaye izleyecekler.
A. S – Vizyonunu merakla bekliyoruz. Şimdi canlandırdığınız karakterden birazcık bahsedelim. Nasıl bir karakter ve o karakteri canlandırırken kendinize en yakın bulduğunuz özelliği ne oldu söyler misiniz?
S. B – Tufan karakteri böyle biraz aslında içine kapanık diyebileceğimiz, garip, her şeye çok olumlu bakabilen, annesiyle babasını tanımamış, bir şekilde kendi kendini büyütmüş ve kripto parayla hayatını geçindiren dahi bir çocuk diyebiliriz.
Filmde içeri (Sığınağa) girdiğimizden beri Nuh ( Engin Altan Düzyatan) karakterinin başına sürekli bir şeyler gelecek. Bir takım gizemli olaylar yaşanacak. Nuh’un geçmişiyle de alakalı o yüzden Nuh’un o yolculuğunda ona yardımcı olabilecek saf naif ve buradaki böyle otele kapatılan diğer o kötü insanlar gibi değil ve aslında onlardan Nuh’u korumak için yanında olan biri…
A. S- O zaman Tufan karakterinin sevdiğiniz özelliğinin o saflık durulukla ilgili olduğunu düşünüyorum.
S. P- Kesinlikle aynen öyle.
A. S- Peki senaryoyu da yazdığınız için şöyle genel sorayım Filmdeki en favori replik ne sizce? Sizinki de olabilir bu arada yani spoiler gibi olmayacaksa ne söyleyebilirsiniz ?
S. B- Öyle düşünüyorum çünkü replikleri spoiler olabilecek bir film…
A. S- Ya da söylesek de çok kötü olmaz filmi izleyince hmmmm o replik işte buymuş da diyebilirler belki..
S. B- Yaa şöyle Çok favori repliğim var birkaç tanesi gerçekten söylenmeyecek gibi burada… : D
A.S – Tamam onları pas geçiyoruz. Böyle de organik bir çekim yapıyoruz bu arada her şey doğal 🙂
S. B- Bilmiyorum ya.. Bunu düşünmem lazım.. hemen aklıma bir şey gelmiyor.
A. S – Bunun o zaman vizyon tarihi yaklaştığında yine bir araya geliriz o zaman konuşuruz. Şimdi bunu böyle not alıyoruz 😉
S. B – Bunu nasıl daha önce düşünmem ben ya gerçekten çünkü bütün replikler çocuklarım gibi dermişim 😀
A. S- Hangi çocuğumu seçeyim zor olacak benim içinde zor zor.. Siz de haklısınız bir baba olaraktan diye ( Kahkahalar.. )Peki yaşadığımız dünyanın tıpkı bu filmdeki gibi 24 saat sonra sona ereceğini bilseniz siz ilk olarak ne yapardınız?
S. B- Yani ailecek böyle bir yere gelip denize falan girerdim. Ailemle geçirdim yani bir çocuğumu koklardım böyle sarılıp…
A. S- Evet genel olarak herkes bunu düşünüyor. Son vakitlerinde aileyle geçirmek… Şimdi ilk sinema filmi olacak ve süreç olarakta sancılı bir süreç miydi? Senaristlerin büyük bir çoğunluğu bunu bu şekilde telaffuz edebiliyorlar bu açıdan da düşününce kamera arkası size ne kadar cazip geldi? Hem kamera önü hem kamera arkası bundan sonra bu şekilde mi devam etmeyi düşünüyorsunuz?
S. B- Şimdi büyük depresyonla geçti diyebilirim.
A. S- O zaman ikisi beraber biraz zor olacak galiba bundan sonraki projelerde?
S. B- Yok kesinlikle bu şekilde devam etmesini istiyorum. Çünkü bir şekilde bizi zorlayan şeylere de hastalıklı biçimde bağlanan insanlarız aslında oyuncular olarakta.. Zorlanmakta istiyoruz biz aslında.. Böyle bir şey var. Ya da benim yapım böyle. Ben zorlanayım istiyorum. Ben durursam hasta olurum. Benim sürekli bir şeyler yapmam gerekiyor. O yüzden böyle devam edeceğini düşünüyorum. Ama gerçekten sancılı bir süreçmiş. Daha önce Bizden Olur Mu diye bir dizi yazmıştım. Ve dizi ile hiçbir alakası yokmuş sinema filminin! En kötüsü de bir şey yazıyorsun 120 sayfa çıkıyor.
Sonra onun içinden 30 sayfayı 40 sayfayı atman gerekebiliyor. Orada karnım ağrıyarak zaten 2 ay geçirdim.O dönem çok kötüydü yani.
A. S- Neyse çekimleri bitmesine yaklaşık 6 gün kaldı diye duydum o yüzden mutluyuz diyelim.
S. P- Şöyle diyelim ama stresliyim ama aşırı mutluyum. Çünkü altı aydır böyle bir şeyin hayalini kuruyorum ve hayalim gerçek oluyor hatta düşündüğümden de fazlası oluyor o yüzden çok mutluyum ama çok da stresliyim.
A. S- Harika merakla bekliyoruz. Son bir final sorum var. Hani Film için post apokaliptik dedik. Sizin şimdiye kadar seyrettiğiniz favori bir post apokaliptik film ya da dizi var mı?
S. B- Benim hiç sevdiğim tarzlar değil (Gülmeye başlıyor)
A. S- Aaaa.. O zaman kendinizle bayağı bir ters köşe yapmışsınız düşününce değil mi?..
S. B- Kesinlikle… Hiç sevdiğim bir şey değil bu dünyanın sonu.. Ben daha doğrusu fantastik sevmiyorum.
A. S- Daha realist filmleri, hikayeleri seviyorsunuz yani?
S. B – Evet ama bu filmle alakalı beni çeken şey de post apokaliptik bir ortamda olabiliriz ama insanın özünü anlattığımız bir yapısı var.
Mesela Game Of Thrones’da başka bir dünyadaydı ama insanı anlatıyordu.
Ejderha vardı fantastik dersin ama izlerken öyleymiş gibi değildi. Burada da insanı anlatan yapısı beni çok çekiyor o yüzden ortamı beni çok bağlamıyor. Ana hattı İnsan olduğu sürece herhangi bir ortamda olabilir.
A. S – Vallahi Sarp bey ben Game of Thrones temasını aldım onu söyleyeyim yani
S. B- Bir ejderhamız yok belki ama 😉
A.S- Sadece siyah beyaz değil gri tonlarıyla da insanoğlunun her halini gösteren bir yapım olduğu için tıpkı bu filmde de apokaliptik ortam değil insan ön planda olacak diyorsunuz.
Sarp bey, verdiğiniz bilgiler ve bu keyifli röportaj için çok teşekkür ediyorum.
S. B- Çok sağolun. Ben çok teşekkür ederim.
A. S- Bidolusinemanın sevgili takipçilerine de buradan sevgilerimizi ve selamlarımızı yolluyoruz.
S. B-Hoşçakalın 🙂
Sizler bu röportaj yayınlandığında Bodrum’da yapılan çekimler sona ermişti.
Sırada Ağustos ayında İstanbul’da yapılacak 15 günlük çekimler var.
Film çekimleri komple bitmesiyle hepimiz 22.11.2024 tarihini beklemeye başlayacağız.
Dünya Varmış setini ziyaret etmemize vesile olup bizi film ekibiyle buluşturan PPR İletişim’den başta Selma Semiz olmak üzere Aslı Özgen ve Ali Saygel’e tekrar teşekkür ederiz 🙏😎
Bizleri en iyi şekilde ağırlayan yapımcı Hasan Baran ile yönetmen Ali Adnan Özgür ve en iyi şekilde konaklamamızı sağlayan Sirene Luxury Hotel Bodrum çalışanlarına da çok teşekkür ederiz.
Filmle ilgili Aslihan Saracoglu’nun yaptığı tüm röportaj ve haberler için @bidolusinema instagram hesabını da ziyaret edebilirsiniz.
