Eğitim, yalnızca akademik başarıya odaklanan bir süreç değil, aynı zamanda bireyin fiziksel, sanatsal ve kültürel gelişimini de destekleyen bütüncül bir yolculuktur. Günümüzün en büyük sorunlarından biri hâline gelen dijital bağımlılık ve hareketsiz yaşam tarzı, çocukların gelişiminde önemli riskler oluşturuyor. Bu noktada, Düzce İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Proje Koordinatörü Pınar Aslan’ın öncülüğünde hayata geçirilen KİSSAMU (Kitap, Spor, Sanat, Müzik) Projesi, eğitimde yeni bir vizyon sunuyor.

Şu anda Düzce’de 60’tan fazla okulda uygulanan ve Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedeflenen KİSSAMU, öğrencilerin okuma alışkanlıklarını artırmayı, spor ve sanatla iç içe büyümelerini sağlamayı ve kültürel değerleri tanımalarına olanak sunmayı amaçlıyor. Bir eğitimci ve anne olarak büyük bir hassasiyetle projeyi yöneten Pınar Aslan, çocuklara daha sağlıklı bir gelecek sunma hedefiyle bir anime esintili sevimli bir maskot tasarlayarak projeye yenilikçi bir boyut kazandırmış.
Bugün kendisiyle KİSSAMU’nun doğuşunu, öğrenciler üzerindeki etkilerini ve projenin geleceğini konuşacağız.
KİSSAMU Projesi nasıl ortaya çıktı? Bu fikir ilk nasıl doğdu ve süreç nasıl gelişti?
KİSSAMU projesi, Milli Eğitim Ar-Ge birimine görevlendirildiğimde birden fazla kitap okuma projesinin okullara gönderilmek istendiğini fark ettim. Bu sebeple, avantajlı ve dezavantajlı gruplarla sahada yürütülen pilot uygulaması yapılan bir proje ile 25 yıldır sahada kendim Türkçe öğretmeni olarak uyguladığım projeyi birleştirerek çocukların anime karakterleri sevmesinden dolayı Kitap, Spor, Sanat ve Müzik kelimelerinin birleşiminden oluşan KİSSAMU projesi ortaya çıktı.
Peki projenin temel hedefleri neler? KİSSAMU ile çocukların hangi alanlarda gelişim göstermesi amaçlanıyor?
KİSSAMU için bir karakter oluşturduk. Bu karakter ile çocuklarımıza kitap okumayı sevdirirken, sanat, spor ve müziklede ufuklarını genişleterek ekran bağımlılığından kurtardık.

Şu anda Düzce’de 60’tan fazla okulda uygulanıyor sanırım bu proje, öğrencilerden ve öğretmenlerden nasıl geri dönüşler aldınız?
Projenin hedefi Cumhuriyetimizin 101. Yılı sebebi ile 101 kitap okumak. Kitapları 5 basamak ve rozetlerle okutuyoruz. 20 kitapta öğrencilerimize Tohum, 40 kitapta Fidan, 60 kitapta Ağaç, 80 kitapta Orman ve 101. Kitapta KİSSAMU rozetlerini takıyoruz. Okullardan ve velilerden geri dönüşler çok hızlı ve olumlu bir şekilde geliyor. Öyle ki velilerimizden sosyal hesaplardan birçok teşekkür mesajı alıyoruz. Hatta biraz ironik olarak, annelerin günlerde birbirlerine senin çocuk kaçıncı rozette diye bir yarış içerisinde olduklarını duyduk. Öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin, mutlulukla uyguladıkları bir proje oldu.
Dijital bağımlılık ve hareketsiz yaşam günümüz çocuklarının en büyük sorunlarından biri, KİSSAMU bu konuda nasıl bir fark yaratıyor?
Çocuklarımıza kitap okuturken aynı zamanda bir enstrüman çalmayı, geleneksel bir Türk oyununu öğretmeyi, sporun hangi dalı olursa olsun onu severek yapmayı ve el sanatları becerilerini geliştirmeyi ve bunların hepsini yaparken de eğlenmeyi, eğlenerek öğrenmeyi ve gelişmeyi başardığımızı düşünüyoruz.
KİSSAMU Projesinin içinde çocukların ilgisini çekecek anime esintili sevimli bir maskot karakteriniz de var. Bunun tasarlanma süreci nasıl oldu?
Kitap okuma ile ilgili bir proje olduğu için karakterimizin kitap ya da bir defter olması gerekiyordu. Bu nedenle amigurimi dediğimiz bir teknikle kitap şeklinde oyuncak tasarladık. Bu oyuncak aynı zamanda kulaklık ile müzik dinliyor, patenleri ile kayıyor, projeyi uygulayan öğretmenlerimizin çizimleri ile hayat buluyordu. Karakterin sevimli olması da çocuklarımızın ilgilerini çekti.
KİSSAMU kapsamında öğrenciler, etkinliklere katıldıkça rozet sistemiyle ödüllendiriliyor. Bu sistemin çocukların motivasyonuna katkısı nasıl oldu?
Kitap okuma konusunda bir sonraki rozete geçmek için birbirleriyle yarışırcasına kitap okumaya başladılar.

Düzce’nin tarihi ve doğal alanlarının öğrencilere tanıtılması da projenin önemli ayaklarından biri. Çocukların bu süreçte kültürel farkındalıklarının nasıl geliştiğini gözlemlediniz?
KİSSAMU atölyelerini Düzce’nin tarihi mekanlarında, havaların ısınmasıyla birlikte yapmayı planlıyoruz. Şehrin çeşitli yerlerine Nezaket banklarını oluşturup, KİSSAMU ile etkinlikler yapmayı, haziran ayında ise büyük bir KİSSAMU Çocuk Festivali yapmayı planlıyoruz.
KİSSAMU’nun Türkiye genelinde yaygınlaşmasını istiyorsunuz. Bu süreçte hangi adımları atmayı planlıyorsunuz? Eğitim camiasından ve devlet kurumlarından nasıl bir destek bekliyorsunuz?
KİSSAMU Milli Eğitim Bakanımızın yeni Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile bire bir örtüşen bir proje her şeyin temelinin sevgi olduğunu bilen öğretmenler olarak, kitap okumayı sevdirmek adına öncelikle zorlamak yerine sevdirmeyi amaçlamaktayız. Düzce’den doğan ve 3000’den fazla öğrenci ile sevilerek uygulanan bu projenin yurdumuzun farklı illerinde de sevileceğini umuyor, bakanlığımızın projeyi destekleyeceğini düşünüyoruz. Proje hakkında bilgi almak isteyenlerin @kissamuduzceilmem sayfasını takip etmeleri ve sahadan çalışmalar bu sayfamızda görülebilir.
Bir eğitimci ve anne olarak, KİSSAMU’nun çocukların geleceğine nasıl bir katkı sunduğunu düşündüğünüzde, sizi en çok mutlu eden gelişme ne oldu?
Dinimizin ilk emri oku sözcüğüdür. Okumak ve öğrenmek bir insanın kendine yapabileceği en büyük yatırımdır. Bu nedenle, okumayı seven ve ileride ne okuyacağını bilerek seçen yorumlayabilen ve hayal edebilen bireyler yetiştirmek için çocuklara öncelikle bu sevgiyi aşılamak gerekmekte. Kitap okuma sevgisi zorla değil, severek ve isteyerek bunu da farklı motivasyon araçları ile başardığımızı düşünüyorum.

Son olarak, projeye destek vermek isteyenler için bir çağrınız var mı? KİSSAMU’yu daha geniş kitlelere ulaştırmak adına nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Öğrencilerimizi en çok sevdikleri yazarlar ile buluşturmak gibi bir isteğimiz var. Bugün Düzce’mizde doğan bu hareketin tüm yurdumuzda örneğin KİSSAMU Ankara, KİSSAMU Bursa, KİSSAMU Kars ve hatta yavru vatanımızda KİSSAMU Kıbrıs şeklinde büyüyerek, bütün ülkemizde, okuyan, enstrüman çalan, el becerileri gelişmiş, spor yaparak sağlıklı bir şekilde büyüyen obeziten kurtulmuş çocuklar yetiştirmeyi umuyoruz.
