1 Temmuz 2024

Filistinli Yönetmen Mohammed Almughanni Röportajı

Uluslararası Sultanbeyli Kısa Film Yarışması kapsamında Aslıhan Saraçoğlu, Filistinli genç yönetmen Mohammed Almughanni ile bir araya geldi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle, Sultanbeyli Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Sultanbeyli Kısa Film Yarışması kapsamında, çektiği film ve belgesellerle ülkesinin özgürlük mücadelesini beyazperdeye taşıyan Filistinli genç yönetmen Mohammed Almughanni ile Atlas 1948 sinemasında buluşup ödül töreni öncesinde sohbet ettik.

Mohammed Almughanni ve Aslıhan Saraçoğlu

Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misin?

Ben Filistin Gazze’den Mohammed Almughanni, yönetmenim. Belgesel ve kurgu film çekiyorum. Polonya’da film yönetmenliği üzerine eğitim aldım.

Birçok festivalde seyirciyle buluşan ve ödüller alan filmlere imza attınız ilham kaynaklarınız nedir?

Bana en çok ilham veren şey çektiğim filmlerin insanlara dokunduğunu görmek. Filmlerimi çekerken beni motive eden Filistin ve Gazze halkı. Sonrasında da filmlerimi seyredenlerin değindiğim konulardan etkilenmesi bana daha çok enerji veriyor. Beni daha çok film çekmek için cesaretlendirecek bir kapı açtığını düşünüyorum.

Sizce Filistin’i konu alan filmler yeterli sayıda mı?

Hayır, yeterli olduğunu halen hiç düşünmüyorum. Daha çok film çekilmesi lazım! Son yıllarda daha fazla film çekildiğini ve prodüksiyon yapıldığını görüyorum. Filistin ile ilgili yapımların giderek yükselen bir ivme kazandığını görsem de ben hala gerçek hayatta yaşanan hikayelerin daha az bir şekilde sinemada anlatıldığını düşünüyorum. Ama çok umutluyum. Filistin sinemasında yükseliş devam edecek.

Müslüman olan ve Çağrı filminin yönetmeni Mustafa Akkad hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kendisi Hollywood bakış açısına göre film çeken çok başarılı bir yönetmendi. Amerika’da yaşadığı için Hollywood dilini kullanarak Orta Doğu, Müslümanlar ve Arap dünyasına dair hikayeleri anlatan filmler çekti ve bunu karakter bazlı yapması çok önemliydi. Özellikle de Ömer Muhtar filminde olduğu gibi yaptığı filmlerin ve bakış açısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Trajik ve erken bir kayıp oldu. İsterdim ki öldürülmeseydi, daha uzun yaşasaydı ve daha fazla film çekebilseydi. Sonuçta ondan önceki filmlerde hep batının bakış açısıyla kolonici karakterlerin gelip kendilerini hep haklı ve kahraman gibi gösterdikleri hikayeler izliyorduk.

Daha önce de burada festivallere katıldınız, jüri üyeliği yaptınız. Türkiye ve Türk sinemasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Beğendiğiniz yönetmenler ve oyuncular var mı?

Burada olmaktan dolayı çok mutluyum daha önce de birçok festivale katıldım. Buraya her geldiğimde ilkmiş gibi heyecanlı hissediyorum. Polonya’da okurken de birçok Türk iş arkadaşım oldu ve yurtdışında beraber aynı projelerde çalıştık. Ben onların, onlar benim filmlerimde yer aldı. Ama Türk Sineması söz konusu olduğunda sadece Türkiye bazlı değil, tüm dünyadaki yönetmenler açısından bakarsam Nuri Bilge Ceylan derim. Uluslararası alanda çok iyi bilinen bir yönetmen ve ben de gerçekten filmlerini çok beğeniyorum. Türkiye bence sinema açısından çok verimli bir bölge. Burada birçok başarılı film çekiliyor iyi reklam filmleri de dahil. İsterdim ki keşke Türkiye ve Arap dünyasının bir arada olduğu ortak projeler olsa ve bir arada buluşup deneyimlerimizi güzelce paylaşabilsek. Bunu daha önce de konuşmuştuk Avrupa ve Amerika’nın sinema sektöründe birçok ortak projesi var bence bizim bölgenin de böyle ortak film çalışmalarına imza atmasının çok iyi olacağını düşünüyorum.

Bu gece size Sultanbeyli Kısa Film Yarışması’nda İnsan Hakları özel ödülü takdim edilecek. Neler hissediyorsunuz?

Ahh çok şaşırdım! İnsan Hakları ödülü mü? Sanırım gerçekten odaklanmak istediğim, Filistin ve Gazze’de yaşananları aktarabilmekti. Avrupa ve Amerika’da insanlar halen orada neler olup bittiğinden bihaber bir şekilde gündelik hayatlarına devam ediyorlar. Savaş ve tüm bombardımanların haricinde insanların filmlerimle sadece orada yaşanan şiddeti değil, gündelik yaşamda da olan bitenleri görmelerini istiyorum. Benim amacım Filistin halkının yaşadıkları o hapis hayatına rağmen yaşamlarına nasıl büyük bir umut ve şevkle devam edebildiklerini, gündelik hayattan kesitlerle gösterebilmekti. Tüm dünyadan izole edilmiş bir halkın içlerindeki neşeyi, mutluluğu, üzüntüyü hatta sosyal hayatlarındaki karışık duygusal konuları boşanma, düğün ve cenaze törenleri gibi kesitlerle tüm dünyaya anlatabilmek. Filistin halkı tüm engellemeler yüzünden, dış kültürlerle bir araya gelip onları yakından tanıma fırsatını bulamıyor. Ben de halkımın kültürünü herkesin evlerinin içindeymişçesine en yakından görüp anlayabilecekleri şekilde anlatıp görünür kılmak istiyorum. Daha yeni başlıyorum ama zaten başından beri tek bir hedefim var. Bütün çocukluğu Gazze’de geçmiş biri olarak bütün misyonum Gazze halkının sesini duyurabilmek…

En içten şekilde duygu ve düşüncelerini bizlerle paylaşan Filistinli yönetmen Mohammed Almughanni ile finalde birbirimize söylediğimiz gibi Filistin halkıyla biz de kardeşiz ve seslerini daha fazla duyurabilmemiz için hep beraberce adım atmalıyız.

Kendisine yeni projelerinde de başarılar diliyoruz.

Aslıhan Saraçoğlu yazdı.
@aslihansaracoglu

Vinkmag ad

Read Previous

Cars / Arabalar (2006)

Read Next

Digiturk kanallarında yayınlanan diziler Altın Küre Ödülleri’ne aday oldu

Most Popular