19 Kasım 2025

“Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum” Müfit Mert Balak yazdı

Bu yazı film ile ilgili Spoiler içermektedir.

Filmin Konusu:

İstemeden korkunç bir kazaya sebep olan beş genç, yaşadıklarını saklayarak hiçbirşey olmamış gibi hayatlarına devam etmek ister. Yaşananları bildiğini söyleyen bir not almalarıyla “rutin düzenleri” alt üst olur.

Film Eleştirisi: Filmi 16 Temmuz 2025 tarihinde yapılan basın gösteriminde izleme fırsatı yakalamıştım. O tarihten, bu yazıyı tamamladığım Ağustos ayının ortalarına kadar: “Bu filmin korku film türünün alt türlerinden olan “Slasher filmler” açısından yeri ve bu filmde kullanılan feminist unsurlar, slasher alt türünün bazı klişelerini değiştirebilir mi? ” konuları üzerine düşünüp bu yazıyı hazırlamak istedim. Filmden yola çıkarak, bu belirttiğim konular üzerinde düşünmemin sebebi; film içerisinde yer alan ve dikkatimi çeken bazı noktalardı; yazımda bu noktalara değineceğim. Filmi izlemeden önce, filmin künyesini incelememiştim; dolayısıyla filmin yönetmeninin bir kadın olduğunu bilmiyordum. Filmi izlerken, filmdeki bazı cümlelerin ve kadın karakterlerin işleniş şeklinin feminist referanslara göndermeler yaptığını fark ettim. Filmi izledikten sonra, bir araştırma yapıp filmin künyesini inceleyince film yönetmenin bir kadın olduğunu gördüm. Filmin yönetmenliğini kadın yönetmen Jennifer Kaytin Robinson üstlenmiş.Bence filmde yer verilen feminist göndermelerden ilki, ana kadın karakterin isminin Ava olmasıydı. İsmi ilk duyduğumda, İngilizce’deki Eve kelimesi aklıma geldi. Slasher filmlerde, ana kadın karakterler uğradıkları saldırılardan galip çıkıp, film sonunda her zaman kurtulurlar. Bu filmde “kurtulacak olan” ana kadın karakterin isminin Eve’i yani Havva’yı çağrıştırmasını çok iddialı buldum. Bana, Hz. Adem’e yasak meyveyi sunup, O’nun “günah işlemesine ve insanların cennetten kovulmalarına” vesile olan bir kadın ismin bu filmde kurtulacak ana kadın karaktere verilmesi, son derece etkileyici geldi.Korku filminin alt türlerinden olan slasher filmlerde üç kuralın bulunması aranır; bunlar: ” a. Maske ve kostüm kullanan etkili katil- katiller. b. Katilin ve/ veya katillerin başlangıçta ana hedef olarak belirlediği- belirledikleri kişiyi öldürmeden önce çok sayıda kişiyi öldürmesi- öldürmeleri. Yani bu filmlerde çok sayıda cesedin yer alması. c. Katilin ve/ veya katillerin bıçak, testere gibi keskin, kesici veya delici “suç aleti” kullanması- kullanmaları; kesinlikle ateşli silah kullanmamaları” kurallarıdır. Belirttiğim bu üç temel kural bu filmde de mevcuttu. Bu üç kuralın yanısıra slasher filmlerde ayrıca, seyircilerin kendileriyle özdeşlik hissi oluşturabilmeleri açısından hayatta kalacak ana kadın karakterde ve onunla birlikte hayatta kalacak yan karakterde belirli özellikler bulunur.Ben bu yazım için; üzerinde çok düşünüp, herhangibir yerden alıntı yapmadan “”Bir Sinefil olarak” Bana Göre Klasik Slasher Filmlerde Hayatta Kalan Kişilerin Yedi Belirgin Özelliğini” “kendimce” tespit ettim (Burada yazdığım bazı maddeler, ayrı- ayrı başka incelemelerde geçiyor olabilir ancak bir arada olarak başka bir içerikte yer almamaktadır). Yazımın bu kısmında bunlara yer vermek istiyorum. Bu filmlerde hayatta kalan kişilerin “tespit ettiğim” yedi belirgin özelliği:

1- Filmde hayatta kalacak olan başrol mutlaka bir kadın karakterdir. Bu karakterin yanısıra bir karakter daha hayatta kalacak ise bu kişi ya onun erkek arkadaşı ya onun en yakın kız arkadaşı ya da en yakın erkek arkadaşı olacaktır.

2- “En popüler kişiler” bu filmlerde kurtulmaz- hayatta kalmazlar. Örneğin okulun ponpon kızlarından olan ve tüm erkeklerin “çıkmak- flört etmek” istedikleri bir karakter ya da okulda- yerel veya eyalet güzellik yarışmalarında derece almış bir karakter film sonunda hayatta kalmayacaktır.Bu tür filmlerde, hayatta kalacak olan kadın karakterin ve filmin sonunda bu karakterin en yakın kız arkadaşı hayatta kalıyor ise o karakterin, süsüne- giyimine güzelliğine- dış görünüşüne önem veren, topuklu ayakkabı kullanan biri olmaması gerekir.

3- Hayatta kalacak olan başroldeki kadın karakter şişman- eşcinsel olamaz.

4- Hayatta kalacak olan kadın karakter dini inanç sahibi, “ahlaklı” ve sorumluluk sahibi olmalıdır. Bu karakter bakire olmalı, cinselliğini rahatlıkla ve keyif alarak yaşayan biri olmamalıdır.Ayrıca sorumluluk sahibi, her zaman tetikte, tedbirli, olayları sorgulayıp- önemseyen, kendinden büyüklere saygı gösteren, bencilce hareket etmeyen, ayık kalan kişilerden olmalı, alkollü içecek- uyuşturucu vs. kullanamamalıdır. Bu karakterin kötü alışkanlıkları olamaz.

5- Hayatta kalacak kadın karakterin çevresinde onu ciddiye alacak en az iki, hatta üç arkadaşı olmalıdır. Yalnız kişiler hayatta kalamazlar.

6- Hayatta kalacak olan kadın karakter gerekirse herşeyi tek başına yapabilecek, cesaretli ve zorluklar karşısında pes etmeyen özelliklerde bir kişi olmalıdır. Örneklerle açıklamak gerekirse; korkusuzca yalnız mücadele verebilecek, cep telefonunu iyi kullanan, çok iyi araştırma yapan, bıçak- silah ve araba kullanabilen, yetkililer gereği gibi çalışmasalar da onlarla irtibat kuran, kimse dinlemese de araştırıp açıklamaya çalışan bir karakter olmalıdır.

7- Hayatta kalacak kadın ana karakterin erkek arkadaşı ve/ veya en yakın erkek arkadaşı olarak hayatta kalacak kişinin de mutlaka birden fazla kadınla iyi geçinen, duyarlı özelliklerde, alkol- uyuşturucu kullanmayan, parayı, dış görünümü ve cinselliği ön planda tutmayan, sorumluluk sahibi; kız arkadaşını asla aldatmayacak bir kişilikte olması gerekir.

Ayrıca bu tür filmlerde yerleşmiş bir “ölüm sıralama algoritması” söz konusudur. Bu filmlerde karikatürize bir ifadeyle ölenler, “en günahkar, en sorumsuz, en vurdumduymaz ve/ veya en bencil olanlar”dır.Slasher filmlerde hayatta kalacak ana kadın karakter ve arkadaşı açısından “tespit ettiğim” bu özelliklerin; bu filmdeki ana karakter ve kurtulacak olan arkadaşı açısından uygulanmadığını gördüm.Filmin senaryosu Leah McKendric ve Lois Duncan tarafından yazılmış; iki kişilik bu ekip slasher filmlerde kurtulan karakter özellikleri açısından, yerleşik kalıpları ters-yüz etmiş.

a. Bu filmde kurtulan ana kadın karakter, filmin bir sahnesinde; erkek arkadaşı varken bir başka kadın karakterle “bir kamusal alan olan kadınlar tuvaletinde” ilişkiye girerken gösteriliyor.

b. Filmin bir başka sahnesinde filmdeki tüm genç karakterler: filmin ana kadın karakteri ve “onunla kurtulacak olan diğer kadın karakter de dahil” “ot içmekten” bahsediyorlar.

c . Filmde ana kadın karakterin, film sonunda onunla birlikte hayatta kalacak olan kadın arkadaşı; arkadaş grubundaki bir gençle evlenip boşandıktan sonra yeni bir erkek arkadaşı oluyor ve bu karakter aynı zamanda “yerel bir güzellik kraliçesi”.

Bu film hikayesinde, ayrıca yukarıda değindiğim diğer slasher filmlerde bulunan “öncelikle en günahkarlar ölür ve sonrasında sırasıyla en az günahkara doğru ölümler gerçekleşir.” kuralı yani “ölüm algoritması düzeni” uygulanmamış.Kanaatimce, senaristlerin kasten tercih ettiğini düşündüğüm; filmin öykülemesinde kurdukları “yeni yapı” yani “kadın karakter ve arkadaşı açısından bahsettiğim yerleşik kurallara ve slasher filmlerdeki “ölüm algoritması sıralamasına uymamaları hatta bu kuralların tersi yönde feminist referansları da içinde bulunduran bir tutumla hikayeyi kurmaları, filmin kadın yönetmeni Robinson’ın da tercih ettiği “yeni bir tavır- yeni bir tutum”.Yönetmen ve senaryo ekibinin tercih ettiği bu yeni yaklaşımda, “klişeleşmiş erkek egemen bakışla seyircilerin ana kadın karakterle özdeşlik kurmalarını sağlama hedefi” değerlendirilip sorgulanarak kanaatimce tiye alınmak istenmiş. Filmde kurtulan ana kadın karakterin “günahkar” özelliklerinin oluşu ve yine filmde kurtulan onun en yakın kadın arkadaşının klişeleşmiş- kalıplamış öykülendirme tarzına uygun özelliklerde olmayıp, yerel bir güzellik kraliçesi olması, boşanmış ve hemen sonrasında yeni bir erkekle evlenme yoluna girmiş bir kişi olması, feminist bir bakışla klasik yerleşik slasher alt türü filmlere ait klişelerin bu ekipçe değiştirilip- dönüştürülmek istendiğini gösteriyor.Filmin sonlarında yer alan, kurtulan kadın karakterlerin aralarında konuşurken kullandıkları: “Sorunlar yaşayan erkekler terapiye gitseler, bu cinayetler yaşanmazdı.” cümlesi de yazıda üzerinde durduğum yönetmen ve senaryo ekibinin feminist yaklaşımını ortaya koyan önemli bir başka nokta.Her ne kadar, yönetmen ve senaryo ekibinin slasher alt türünde uyguladıkları bu “yeni yaklaşımın”, slasher’ın kalıplaşmış klişelerini değiştirmesinin mümkün olmadığını düşünsem de; bu ekibin, klasikleşmiş- bilinen slasher serisine ait bir filmde bunu yapmak için çaba göstermiş olmasını çok iddialı buluyorum.

Film, değerlendirme sitelerine göre şu ana kadar izleyicilerden düşük puanlar almış olsa da, yönetmen ve senaryo ekibinin belirttiğim yaklaşımları sebebiyle, filmin akademik anlamda, sinema eleştirmenleri ve sinefiller bazında zamanla hak ettiği konumlandırmaya ulaşacağına inanıyorum. Benim için, bu filmin; izleyicileri, kalıplaşmış yerleşik slasher klişeleri üzerinde bu denli düşündürmesi bile, çok etkileyici.

Kanaatimce filmde yer verilen ilk olayların, ABD’nin bağımsızlık günü olan 04 Temmuz’da gerçekleşiyor olması; ve filmde ara ara yer alan mizahi unsurlar, filme ironik bir hava katmış. Filmdeki oyunculuklar başarılı; klasikleşmiş bir slasher devam filmi olan bu filmde serinin daha önceki bölümlerinde yer almış oyuncu kadrosundaki bazı karakterlerin bulunması hoşluk yaratmış.Yukarıda tüm yazdıklarımdan yola çıkarak, 2025 yapımı Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum filminin, Ne Yaptığını Biliyorum filmleri serisi içerisinde ve tespit ettiğim unsurlar bakımından diğer klasikleşmiş slasher filmler arasında, zamanla emsalsiz bir konuma yerleşebileceğini düşünüyorum.

Müfit Mert Balak yazdı.

Vinkmag ad

Read Previous

“Tron: Ares” 10 Ekim 2025’te Sinemalarda!

Read Next

Lively vs Baldoni: The Hollywood Feud’,22 Temmuz’da HBO Max’te Yayında

Most Popular