Forrest Gump Filmi, Kitabı ve Laal Singh Chadda Film İncelemesi 3’ü 1 Arada – Musa Öztep Yazdı.
Bu yazıda 12 Ağustos’da vizyona giren Aamir Khan’ın yeni gözdesi Laal Singh Chaddha filmini inceleyeceğiz. Öncelikle hemen hızlı bir şekilde künyeden bahsedeyim.
Yapımı Viacom 18 Studios, Aamir Khan ve Kiran Rao tarafından Paramount Pictures iş birliğiyle gerçekleştirilen Laal Singh Chaddha filminin oyuncuları arasında Aamir Khan, Naga Chaitanya Akkineni, Kareena Kapoorn yer alyor. Yönetmenlik koltuğunda da Advait Chandan oturuyor.
Hangisi ne anlatıyor?
Laal Shing Chaddha filmi Tom Hanks’in yer aldığı 1994 yapımı Forrest Gump filminin uyarlaması. Forrest Gump da 1986 yılından Winston Groom’un aynı isimli romanından uyarlama. O yüzden yazıya başlamadan önce konuyu daha kapsamlı anlatabilmek için filmin orijinalini de izledim, 1986’daki kitabını da okudum. Evet 252 sayfa.
Konusu ne?
FGEU ( Forrest Gump Extended Universe) Forrest Gump Genişletilmiş Evreni. Evet bunu ben buldum ilerde lazım olur çünkü hepsi de farklı konuları anlatıyor. Bu yüzden konuları paralel evrendeki kurgular şeklinde bir arada bakış atacağız.
Toplumun şekillerine ve basma kalıp tabularına hiçbir şekilde oturmayan kahramanımız, hayatı boyunca toplum tarafından istenmeyen, aptal olarak aşağılanan ama doğruluğu ve dürüstlüğü amaçlayarak sevdiklerinin kendisini sevebileceğini, onlarla huzurlu ve mütevazi bir hayat yaşayacağını hedefler ve bu yoldaki komik ama hüzünlü maceralarını konu alır.
Bu yazıdan sonrası spoiler içerir ve karakterlerden
Laal Shingh Chadda için – Laal ve Sevdiği kız Ruba,
Forrest Gump filmi için – Forrest Tom ve sevdiği kız Jenny Gump,
Forrest Gump Kitabı için – Forrest ve sevdiği kız Jenny olarak bahsedeceğim.
Geçinip Gidiyorduk
Bütün hikayelerde annesiyle kendi çiftlik evlerine köye yerleşirler ve annesi geçimini bazı odalara pansiyoner alarak sağlar. Laal’in ve Forrest Tom’un babası vefat etmiştir. Öte yandan Forrest’ın annesi ayrıca muzların altında ezilerek feci şekilde can veren babasından dolayı şirketten aldığı küçük yardımla da geçinir.
IQ Testleri ve Savant Sendromu
Amerika’da o yıllarda zorunlu olan IQ testleri (Intelligence Quotient-Zeka katsayısı) sonucunda karakterimizin hepsi ortalama zekadan 5 puan düşük alarak 70 skor elde ediyor.
(Hayatınızda bir kere girebildiğiniz bir test. maalesef hala durum böyle ki manipüle edilen bir testle zeka ölçülüyor, sınavlardaki paragrafı okumak ve anlamak yerine şifreleri çözüp hızlı işaretlemek gibi ve bu çelmeye takılan binlerce gerçek hayat var.)
Yani aptal teşhisi konuluyor tabi bu yüzden okula annesinin güçlüğüyle giriyorlar Laal ve Forrest Tom. Forrest ise kendisine geri zekalı demeyi yeğliyor çünkü onun okuduğu budalalar akıllıdır. Dostoyevski’nin Budala’sından Kral Lear’in aptalına, Faulkner’in geri zekalısı Benjie’ye kadar. Yazarların çoğu bu işi biliyorlardı çünkü budalaları her zaman insanların sandığından daha akıllıydılar. Zavallı Forrest’a doktor tarafından Savant Sendromu konuluyor. Malesef iki filmde de bunu net olarak verebildiklerini düşünmüyorum.
Hayat Böyledir
Annelerinin feragatleri ile okula yerleşen Laal, Ruba ile, Forrest ve Forrest Tom da Jenny ile tanışır. Jenny ünlü bir müzisyen olmak istiyordur.
Aamir’in oyunculuğunda PK esintisi çok vardı, biraz daha farklı ve özgün karakter çıkarabilirdi. Tom Hanks’in oyunculuğunu her ne kadar beğensem de Forrest bence daha çok Suç ve Ceza’daki Raskolnikov’du. Daha ciddi, aklı başında gibi ama ondan ayıran özellik durum komedisi de olmasıydı. Maalesef Forrest okula gittiği bir yılın ardından okul tarafından istenmeyerek alınıyor ve deliler okuluna gidiyor ve Jenny’den ayrılıyor. bu durum 8 yaşında bir çocuk için travma sebebi. Maalesef bütün olayları derin düşünen Forrest, Jenny yüzünden hapse giriyor. Aslında iki ayrı filmde de şanslıymış gibi görsek de esasen başarısızlık, parasızlık ve acı üzerine gidiyor konu.
Barnum Etkisi
Ay bu hikaye tam benim için yazılmış sanki dediğinizi duyar gibiyim. Forrest Tom bu hikayeyi bankta otururken, Laal tren yolculuğunda anlatmayı tercih etmiş. Forrest ise mekan belirtmemiş. Belki de mekansızlığı tattırmak istemiş olabilir. İşte kültürel farklılıklar. Bu yüzden Aamir Khan Amerikanvari hikayeyi Hindistan’ın modern tarihinin ve kültürünün gözünden yeniden anlatmayı tercih etmiş. Tabi ki diğer filmlerinde olduğu gibi yine toplum eleştirisi yapmayı da ihmal etmemiş. Bu açıdan sizin de seveceğiniz bir yerden alıyor. Ayrıca Bollywood dansları da yok, film baya akıyor. hem de Hindistan’ın milli marşı gibi her Hint filmine eklenen o parça yok. Telifi kimdeyse bu sefer iyilik etmiş.
Ben de böyle düşünmüştüm
Aamir Khan’ın Winston’un kitabından direk uyarladığını sandığımda çok heyecanlanmıştım, değilmiş. Eğer bunu yapabilseydi Forrest Gump 2 çıkardı ve Aamir daha etkili bir yerden vurabilirdi. Belki denemiştir fakat Paramount Pictures’la teliften dolayı izin alamamış olabilir. Nedenselliği şu pasaj gibi:
“Geçen gün sokakta giderken adamın biri de bahçesinde çalışmaktaydı. Elinde dikmek için aldığı fidanlar vardı. Bana, “Forrest, biraz para kazanmak ister misin?” dedi. “Tamam,” dedim. O da bana toprak taşıttı. On, on iki el arabası toprak ve günün en sıcak saatinde. İşim bitince cebinden bir dolar çıkardı. Aslında yapmam gereken, böyle düşük ücretle adam çalıştırdığı için kıyameti koparmaktı; ama yapabildiğim tek şey “Teşekkür ederim” ya da onun gibi budalaca bir şey oldu ve doları aldım. Daha sonra dolar cebimde yoluma devam ederken kendimi tam bir ahmak gibi hissediyordum.”
böyle bir fırsatı kaçırdığı için üzgünüm.
Savaşın Gerçek Yüzü
Forrest Tom ve Laal üniversiteyi bitirdikten sonra okuldaki başarısından ötürü teklif üzerine askere gider, Forrest ise iyi koşucu olduğu için eğer futbol takımında 4 yıl boyunca oynarsa okumadan üniversiteyi bitirebileceği teklifi kabul etmiş, ve maçlarda iyi başarı sergilemiştir fakat son maçta kaybeder ve okulda ona mızıka çalmayı öğreten ve destek olan arkadaşı Bubba’nın müdahalesine rağmen okuldan atılarak okul hayatı sona erer. Bu arada Jenny’den gelen mektupta eski sevgilisinden ayrıldığı ve çocuğun askerlik yapmamak için Kanada’ya kaçtığını öğrenir. Kendisinin de askere gitmekten başka çaresi kalmamıştır. Askerde Bubba – Bobi ile karşılaşacaklardır.
Forrest ve Forrest Tom’un Vietnam’daki savaşa gitmesi konu alınarak komünist düzenin kötü oluşu ve barış için oraya gittiklerini gösterir, Jenny’nin barışçıl eylemlere katılması ile de savaşın kirli oluşu çarpıklığını başarıyla aktarır. Aamir Khan açıkçası Laal’in hikayesinde Vietnam savaşını Hindistan – Pakistan savaşı üzerinden göstermiş ve toplum eleştirisini dini tarikatların beyinlerinin nasıl yıkandığı, ve gerçek iyiliğin kalpte olduğu gerekçeleriyle altını doldurmuştur. Ben bu sahneleri, prodüksiyonu ve sekansları gerçekten beğensem de filmin boykot kampanyalarıyla başı dertte.
Hangi Budala Koşmazdı Ki?
Koşucu derken bir yeri kaçırmadınız, ben henüz bahsetmedim. Filmlerin ikisinden de bahsedilmediği üzere Forrest 190 cm boyunda ve 120 kg yarmadır. Lisedeyken ona gıcık olan bir çocuk tarafından saldırıya uğrayınca kaçmaya başladığında adeta tazı gibi koşar ve Futbol Antrenörü Fellers’in önüne geldiğinde peşinin bırakırlar fakar Fellers’in dikkatini çekmiştir. Futbol oyununa davet eder ve topu alıp kaçmaya, peşinden futbol gorilleri yetişmeye çalışır. Olanca hızıyla adeta depar atar ve sekizi birden üstüne atlayınca devrilir. Antrenör Fellers çok sevinir ve havaya sıçrar, herkesin sırtına şaplaklar indirir. Daha önce ne kadar hızlı koşabildiğini anlamak için yarışlar yapmıştır ama kovalandığında ancak daha hızlı koştuğunu anlamıştır. Hangi budala koşmazdı ki? Küçükken ayaklarına geçirdikleri o demir şey de sadece filmlerde olur.
Kendi Yardımına Kendin Koş
Lastik reklamı gibi görünen bu sahnenin amacını anlayamadım ki bu filmde de Laal’i bir daha aynı sahnede izliyoruz. 4 yıldır koştuğu ayakkabıyı giyiyor ki itiraf edeyim hayatım boyunca hiçbir ayakkabı bana altı aydan fazla dayanmadı. Bu kadar dayanıklı ayakkabı orduda yoktur.
Nedir bu gerçek mutluluk?
Bu arada Laal ve Forest Tom askerden dönmüş ve devletten yüklü miktarda para almıştır. Forest Tom, arkadaşı Bubba’nın hayali olan karides teknesine yatırım yapıp iş kurmakta kararlıdır. Laal ise daha çevreci ve sürdürülebilir senaryodan ötürü (tebrik ederim) Bodi’nin iç çamaşırı işine girişmeye karar verir.
Forrest ise askerden döndüğünde devletten beş kuruş destek alamaz ve yine beş parasız berduşluk yapar başını derde sokar, ordan oraya savrulur. Jenny’i tekrar bulabilmiştir fakat son iki yılda kendi yaşamının da pek parlak olmadığını ve çıktığı 5 kişiden de ayrıldığını öğrenir. Hayatında hiçbir şey yolunda gitmez. Bir barda çalmaya başlarlar fakat hayatında sigara içmeyen Forrest, grubun bandocusu yüzünden esrara başlar ve gittikçe durum daha da aleyhine işler. Ayrıca annesinin evi yandığından, annesi düşkünler evinde sefilce bir hayat yaşamaya başlamıştır. Sonra bir şekilde gruptan ayrılacak ve başka maceralara girişecekti.
Forrest Gump ise Jenny Gump’ı benzer çukurdan çeker ve birlikte olurlar. Annesinin evine geçmişlerdir. Çocuğu olduğunu öğrenir, Laal’in durumu ise aynı orantıda ilerler ve Rupa’dan çocuğu olduğunu öğrenir ve annesinin evine geçerler.
Çocukluk Travmaları
Sinema tarihinin en sevilmeyen kadını Jenny. Forrest bilmem kaçıncı kez tekrar onu bulup geldiğinde bir kere olsun öfkesini Forrest’a yöneltmemiş, hep içine atmış ve sadece mektup yazıp ayrılmakta bulmuştu. Toplum baskısı, şöhretin mutsuzluğu ve sevgisizliğin bedelini, bedenini uyuşturarak doldurmuştu. Kendini ve yeteneklerini feda etmişti Jenny. Bir umut bir beklentiyle yaşamış ama artık eskisi kadar umutlu değildir. Onu tatmin edecek şey bir yerde basit bir yaşam sürdürmektir. Forrest’a “Ben Çatlak Yumurtalar’la (müzik grubu) şöhreti tattım ve bir yere varamadım. Mutlu değildim. Neredeyse otuz beşime geleceğim artık. Yerleşmek istiyorum…” der ve bir süre birlikte olduktan sonra Forrest anlamsız şekilde yine onu dışlamış ve gitmesine sebep olmuştur. Bu artık onu son gördüğünde iş işten geçmiş olacaktır.
Forrest da artık Bubba’nın fikrini hayata geçirip zengin olmuştur fakat en keyifli zamanlarının beş parasız berduşluk yaptığı zamanlarda olduğunu anlar. Yaş olmuş artık 52. Belki de o anı mutlu hissettiren Jenny idi. Tabi ki de öyleydi. Bilmediği yola çıkar, yine arayıştadır ve jenny’i görür. Çocuğu olduğunu öğrenir fakat artık evlidir. Servetinin dağıtıp, her şeyi bırakıp savrulmaya devam eder.
Bazı yaralar ancak sevgi merhemiyle iyileşebilirdi.
Daima eksik olanı ararsınız hayatınız boyunca hem de eksik bırakandan ararsınız veya o kişiye en çok benzeyenden ve ömür boyu o sevgiyi arayıp durursunuz.
Ne olursa olsun şans verin.
Rüyalar da sadece rüyadır, değil mi? Onun için, her ne olmuş olursa olsun geriye dönüp baktığınızda sıkıcı bir yaşamınızın olmadığını görmüş olmanızı dilerim. Ayrıca hepsini beğendim ve beni en çok yaralayan kitabıydı. Bana kalırsa seriyi bitirin derim.
Başka bir yazıda ve başka bir serüvende görüşmek üzere.. Sanat ve Sinemayla kalın, tabi sevgiyle de.
Musa Öztep yazdı.