5 Nisan 2025

Ruzy Gallery’nin kurucusu Esra Çevik ile Konuştuk

Sanat, sınırları aşan, kültürleri buluşturan ve insan ruhuna dokunan güçlü bir ifade biçimi. Günümüzde sanat galerileri, sadece eserlerin sergilendiği mekânlar olmaktan çıkıp, sanatçılar ve sanatseverler arasında bir köprü görevi üstleniyor. İşte bu anlayışla kurulan Ruzy Gallery, çağdaş sanatın dinamiklerini yeniden tanımlıyor ve sanatın herkes için erişilebilir olmasını sağlamak adına yenilikçi projelere imza atıyor.

Ruzy Gallery’nin kurucusu Esra Çevik, sanat dünyasına getirdiği özgün bakış açısını ve galerinin misyonunu bizimle paylaştı. Galerinin kuruluş hikayesinden ”My Fairy Tale” sergisinin ilham kaynağına, sanatçılarla yürütülen üretim süreçlerinden gelecekteki projelere kadar sanatla dolu keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ruzy Gallery’yi kurma fikri nasıl doğdu? Çağdaş sanatta nasıl bir boşluğu doldurmayı hedefliyorsunuz?

Ruzy Gallery’yi kurarken, sanatın sadece duvarlara asılan eserlerden ibaret olmadığını, paylaşılan, hissedilen ve birlikte büyüyen bir alan olması gerektiğini düşündüm. Genç sanatçılar için rahatça ulaşabilecekleri bir mekân yaratmak, onların sesini duyurmalarına yardımcı olmak ve sosyal sorumluluk projelerine sanat aracılığıyla katkı sağlamak benim için hep öncelikli oldu. Ayrıca, çağdaş sanatçılarımızın uluslararası alanda hak ettiği yeri bulmasını ve dünya çapında tanınan Türk sanatçılarımızın eserlerini modern imkânlarla sanatseverlerle buluşturmayı çok önemsiyoruz. Bunun yanı sıra, yabancı sanatçılar için de Türkiye’de kendilerini anlatabilecekleri bir alan sunuyoruz. Ruzy’de sadece sanatçılara ev sahipliği yapmıyoruz; onlarla birlikte üreten, düşünen, paylaşan bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Sanatı herkes için daha erişilebilir ve samimi hale getirmek en büyük amacımız.

Ruzy Gallery’nin farklı disiplinleri bir araya getirme vizyonu oldukça dikkat çekici. Bu sergide de masallar üzerinden sanatçıların farklı anlatım biçimleri geliştirdiğini görüyoruz. My Fairy Tale sergisinin ortaya çıkış süreci nasıl oldu? İlk fikir nasıl gelişti?

My Fairy Tale sergisi, aslında çocukluğumuzdan beri bize anlatılan masalların sanatçılar tarafından nasıl yeniden yorumlanabileceği fikriyle doğdu. Masallar, her kültürde var olan, nesilden nesile aktarılan ve farklı anlam katmanları barındıran anlatılar. Bu sergide, sanatçıların kendi masallarını yaratmalarını, geleneksel hikâyeleri çağdaş bir bakış açısıyla yeniden ele almalarını ve izleyiciyi bu büyülü dünyaya davet etmelerini istedik. İlk fikir, sanatın bir anlatım aracı olarak masallarla nasıl buluşabileceğini keşfetmekti. Disiplinler arası bir yaklaşımı benimsediğimiz için resim, heykel, dijital sanat ve enstalasyon gibi farklı alanlardan sanatçıları bir araya getirdik. Böylece, her sanatçı kendi dilinde ve kendi yorumuyla bir masal dünyası yarattı. My Fairy Tale, sadece geçmişin nostaljisini değil, bugünümüzü de şekillendiren hikayeleri sanat aracılığıyla keşfetmemizi sağlıyor.

Günümüz sanatında masal teması çok fazla öne çıkarılmıyor. Bu açıdan bakıldığında yenilikçi bir vizyonla ilerliyorsunuz. My Fairy Tale sergisi, sanatseverlere nasıl bir mesaj vermeyi amaçlıyor?

My Fairy Tale sergisiyle aslında sanatseverleri çocukluk hayallerine, unuttukları o büyülü dünyaya geri döndürmek istedik. Masallar genellikle çocuklarla özdeşleştirilse de, aslında hepimizin hayatında bir yerleri var. Bu sergide sanatçılar, kendi yorumlarını katarak masalların sadece geçmişte kalan hikayeler olmadığını, bugünü de anlamlandıran ve geleceğe ilham veren anlatılar olduğunu gösteriyor. Ayrıca, masalların bize hep bir şeyler öğrettiğini de hatırlatmak istedik. Kimi zaman iyiliğin ve kötülüğün savaşı,

kimi zaman hayal gücünün sınır tanımazlığı… Sanatçılar burada kendi masallarını yaratırken, izleyicinin de kendi hikayesini hatırlamasını ve belki de yeni bir masal yazmasını istiyoruz. Çünkü masallar sadece anlatılmaz, yeniden keşfedilir ve yaşanır.

Sanatçılar My Fairy Tale sergisi için mekâna özel eserler üretirken nasıl bir süreç yaşandı? Galeri olarak bu üretim sürecine nasıl katkı sağladınız?

My Fairy Tale sergisi için sanatçılar, tamamen bu mekâna özgü eserler üretirken hem bireysel hem de kolektif bir yaratım sürecinden geçtiler. Ruzy Gallery olarak onlara özgür bir alan sunmaya özen gösterdik. Masal temasını nasıl yorumlayacaklarını, nasıl bir anlatım dili geliştireceklerini birlikte düşündük, konuştuk ve süreci yakından takip ettik. Sanatçılar eserlerini mekânın dokusu, ışığı ve akışıyla bütünleştirirken, biz de teknik destek, mekânsal çözümler ve küratöryel yönlendirmelerle yanlarında olduk. Sergiyi özel kılan en önemli detaylardan biri, her eserin yanında sanatçının kendi yazısından küçük bir manifesto bulunması. Bu manifestoları tamamen el yapımı olarak hazırlayıp izleyiciyle buluşturduk. Ayrıca, sergi girişinde ziyaretçileri karşılayan handmade bir kapı tasarımı yaptık ve Simay Bahçıvan’ın küçük eserinin arka planını özel olarak tasarladık. Kısacası, serginin her detayını özgün ve özel kılmak için büyük bir özen gösterdik.

Bu sergiyle izleyiciye nasıl bir deneyim sunmayı hedefliyorsunuz? Sergiyi ziyaret eden sanatseverlerin burada geçirdikleri zamanı nasıl değerlendirmelerini isterdiniz?

My Fairy Tale sergisiyle izleyicilere, sadece bir sergi değil, bir yolculuk sunmayı hedefliyoruz. Her bir eser, izleyiciyi farklı bir dünyaya davet ediyor ve onları hem geçmişe hem de geleceğe dair düşündürüyor. Sergiye gelen herkesin, masalların derinliklerine dalarak, hem hayal gücünü hem de kişisel deneyimlerini keşfetmesini istiyoruz. Ziyaretçiler burada sadece görsel bir deneyim yaşamayacak; eserlerin arkasındaki hikâyeleri, düşünceleri ve mesajları da anlamaya çalışacaklar. Sergiyi bir bütün olarak değil, her eserin sunduğu küçük dünyaları keşfederek değerlendirmelerini isteriz. Bir sanatseverin kendini serginin bir parçası gibi hissetmesi, her adımda farklı bir anlam keşfetmesi, sergiyi en doğru şekilde deneyimlemiş olacağı bir yaklaşım olur. Bizim için en önemli şey, izleyicinin özgürce düşünmesini ve sanatla bağlantı kurmasını sağlamak.

Ruzy Gallery, sadece bir sergi alanı değil; aynı zamanda sanatın tartışıldığı, sanatçılara düşünme, araştırma ve üretim alanı sunan bir platform. Gelecekte bu doğrultuda ne gibi projeler planlıyorsunuz?

Ruzy Gallery olarak, sanatın sadece sergilenmekle kalmadığı, aynı zamanda tartışıldığı, derinlemesine düşünüldüğü ve üretimin teşvik edildiği bir platform yaratmayı amaçlıyoruz. Gelecekte, bu anlayışı daha da güçlendirecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Sanatçılara yalnızca eser sergileme fırsatı sunmakla kalmayıp, aynı zamanda onların yaratıcı süreçlerine destek olacak atölyeler, çalıştaylar ve seminerler düzenlemeyi hedefliyoruz. Bu etkinliklerle sanatçılar arasında fikir alışverişi sağlayarak, kolektif düşünmeyi ve yaratıcılığı artırmak istiyoruz. Ayrıca, genç sanatçılara daha fazla fırsat sunmayı ve onların uluslararası alanda tanınmalarını sağlamak bizim için çok önemli. Bu bağlamda, hem yerel hem de uluslararası projelere katılım sağlamak, sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla galerimizin programını genişletmeyi planlıyoruz.  Ruzy People topluluğu, galerimizin en önemli parçalarından biri olarak, bu projelerin kalbinde yer alacak. Sanatçılar, koleksiyonerler ve sanatseverler arasında fikir alışverişinin ve sosyal etkileşimin arttığı bir ortamda, birlikte üretilen projelere ev sahipliği yapmayı amaçlıyoruz. Gelecekte, sosyal sorumluluk projeleri ile sanatı daha etkileşimli ve erişilebilir kılacağımız projelerle galeriye farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, Ruzy People topluluğunun katkılarıyla, sanatın toplumla buluştuğu ve daha geniş bir etki alanı yaratan projelere imza atmayı planlıyoruz.

Sanat koleksiyonculuğu ve danışmanlık hizmetleriniz de var. Koleksiyon oluştururken özellikle hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Sanatseverler ve koleksiyonerler için nasıl bir rehberlik sunuyorsunuz?

Koleksiyon oluştururken, sanatçının özgünlüğü, eserlerin kültürel ve tarihsel bağlamı ve koleksiyonun bütünlüğü gibi kriterlere odaklanıyoruz. Sanatseverler ve koleksiyonerler için, kişisel tercihler ve piyasa dinamiklerini göz önünde bulundurarak bireysel danışmanlık sunuyoruz. Bu sayede koleksiyonunuzu sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda finansal olarak da değerli hale getirecek rehberlik sağlıyoruz.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanan ve bu doğrultuda sanata ve sanatçılara değerli bir alan açan Ruzy Gallery’ye ve kıymetli zamanını ayırarak değerli görüşlerini bizimle paylaşan Esra Çevik’e teşekkür ederiz. ”My Fairy Tale” sergisi, sanatın büyülü anlatım gücünü keşfetmek isteyen herkes için özel bir deneyim sunuyor.

Sanata dair yeni hikâyelerde buluşmak dileğiyle!

My Fairy Tale sergisinde bizleri Esra Çevik ile bir araya getiren Pelin Davidyan’a da ayrıca teşekkürler.

Vinkmag ad

Read Previous

“Hayatı Hikâye Olan Adam Sait Faik” Tiyatro Oyunu, AKM’de

Read Next

offgrid art project’de “Tesirli Karşılaşmalar” Sergisini Ziyaret Etmek İçin Son 10 Gün

Most Popular