6 Temmuz 2024

Siyah Telefon “Beyza Kiraz Yazdı”

Lanet ve Şeytan Çarpması gibi korku filmleriyle ve Doctor Strange filmine de yönetmenlik yapan Scott Derrickson, The Black Phone’da yönetmenliğin yanı sıra C. Robert Cargill ile senaryo koltuğunu da paylaşıyor.

1978 yılında geçen hikaye, ilk sahnesinden itibaren kostüm ve mekan tasarımının yanında sıcak tonlardaki renk paleti ile Amerika’nın Denver eyaletindeki küçük kasabasında bizleri geçmişte yolculuğa çıkarıyor. Mason Thames’in canlandırdığı utangaç ama zeki olan Finney, sihirbazlık numaraları ve siyah balonlarıyla çocukları kaçıran gizemli adamın son tutsağı oluyor. Finney içerisinde eski bir şilte, ulaşılması zor bir pencere ve filme ismini veren ‘siyah telefon’ dışında hiçbir şeyin olmadığı karanlık bir mahzene kapatılıyor. Bağlantısı olmayan ve çalışmayan siyah telefon üzerinden gelen aramalar ile çıkış yolunu arayan Finney’in mücadelesini izlerken gerilim hissi giderek tırmanıyor.

Siyah Telefon’un kötü karakteri Grapper’ı (Gaspçı) ise Ethan Hawke canlandırıyor. Karakterin hafif alaycı mizacını maskeli ve yarı maskeli haliyle bile çok iyi yansıtırken sadece uyuduğu sahneler bile tedirgin olmanıza yeterli oluyor. Gaspçı’nın maskesinin ruh haline göre olan değişimi filmde güzel düşünülmüş ayrıntılar arasında. Neredeyse çoğu seri katilin sahip olduğu çocuklar üzerinde kendi hakimiyetini kurma ve kendi kurallarına göre oyun oynama arzusu bu filmde de mevcut.

Finney ve Gaspçı yeraltında birçok şey yaşarken biz yeryüzünde neler oluyor onlara bakalım. Korku filmlerinde alıştığımız bazı klişelerle Siyah Telefon’da da karşılaşıyoruz: Yaşadığı travma sonucu kendisini alkole veren sert baba ve annesinden kendisine miras kalan psişik güçlere -gelecekte yaşanacak olayların bir kısmını rüyalarında görebilme yeteneğine- sahip Finney’nin kız kardeşi Gwen. Film psişik güçlerden bahsederken o sosu güzel ayarlıyor ve fazla fantastikleştirmeden korku-gerilim türünden uzaklaşmıyor. Ayrıca Gwen karakteri bazı sahnelerinde seyirciyi hem güldürerek hem de yoğun duygular yaşatarak filme güzel bir katkı sağlıyor.

Finney’in ve diğer karakterlerin maruz kaldığı akran zorbalığı bahsettiğim klişelerden biri. Akran zorbalığı ile ilgili ciddi sahnelere sahip olan filmde aynı zamanda Gaspçı tarafından kaçırılan diğer çocuklar ile Finney arasındaki ilişki hem ürkütücü hem de oldukça güçlü. Siyah Telefon’u keyifli kılan en önemli kısmı ise karakterlerin gelişimini izlemekti.

Balonlar, bisikletler ve kaçırılan çocukları bir arada düşündüğümüzde aklımıza Stephen King’in It romanından uyarlanan filmi geliyor. Siyah Telefon’un uyarlandığı 20 sayfalık kısa hikayenin yazarı ise Stephen King’in oğlu Joe Hill. Filmde bunun gibi sizi izlediğiniz eski filmlere götüren sekanslar var. The Black Phone 103 dakikasıyla korku filmi sevenlerin kaçırmak istemeyeceği bir deneyim yaşatıyor. Hatta son yıllarda izlediğimiz en iyi korku filmleri arasında yerini alır diyor ve şimdiden keyifli seyirler diliyorum.

Beyza Kiraz yazdı…

Vinkmag ad

Read Previous

Komplo (The Contractor) filmini yorumladık

Read Next

Elvis Filmini Elvis Fan Club Üyesi Menderes Karaküçük İnceledi

Most Popular